
Zeytin, insanlar tarafından 4000 yıldan bu yana bilinen ve değerlendirilen bir meyvedir.
Pek çok kaynakta, zeytinin ana vatanının Mezopotamya olduğu, oradan da Akdeniz ülkelerine yayıldığı belirtilmektedir. Mezopotamya’daki kazılarda bulunan M.Ö. 2000’li yıllara ait resimlerde, kralların konuklarına zeytin ikram ettikleri görülür. Tarih boyunca barış, dostluk ve bereketi simgeleyen zeytin; Büyük İskender’in seferleriyle Ege ve Akdeniz’e yayılır, daha sonraki çağlarda Ege ve Akdeniz kıyılarını işgal eden Romalılar, Frigyalılar ve Fenikeliler sayesinde zeytinle tanışırlar. Roma gemilerinin amforalar içinde Avrupa’ya taşıdıkları zeytin, böylece dünyaya açılır.
Zeytin Ağacının kutsal olduğuna inanılır. Tanrının “zeytine ve incire ant olsun ki insanı mükemmel yarattım” sözü kutsal kitaplarda yer almıştır. Nuh’un gemisine yaşamın sürdüğünü müjdeleyen güvercinin (kendinden yeniden doğan ve yok edilemeyen) demiş ve meyvelerinden nasıl yağ çıkarılacağını göstermiş. Barış tanrıçası Pallas Athena, mızrağının bir hamlesi ile Akropolis’te zeytin ağacını yaratıp, ağacın nasıl ekileceğini öğretmiştir. Tüm hak dinlerin kutsal kitaplarında adı geçen 5 kutsal meyve vardır bunlar; incir, hurma, üzüm, nar ve zeytindir.